1. İstihdam Zirvesi'nin açılışında konuşan İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, organizasyonun kente ve kent halkına büyük yarar sağlayacağını söyledi. Mutlu, "İstihdam Zirvesi, meslek sahibi olmayanları üretim sürecine dahil etmeyi hedefleyen önemli bir organizasyondur." dedi.
Zirvenin açılış töreninde konuşan Zekeriya Mutlu, 'İzmir Valisi sayın Cahit Kıraç’ın delaletiyle ve İzmir Çalışma ve İş Kurumu Müdürü sayın Kadri Kabak’ın özverili çalışmalarıyla şekillenen İstihdam Zirvesi, iş arayanları, işini değiştirmek isteyenleri, üniversite ve meslek lisesi öğrencilerini ve işletmeleri ortak platformda buluşturmayı amaçlamaktadır.
Zirvede oluşturulacak görüşme alanlarında, işverenlerin hedef iş gücü kitlesine ulaşması sağlanacak, iş gücünün işverenle kolay ve etkili yolla buluşmasına yardımcı olunacaktır. Ayrıca, gerçekleştirilecek panel, oturum ve söyleşilerle katılımcılara kişisel gelişim konularında bilgi ve birikim aktarımı yapılacaktır.'diye konuştu.
İzmir Esnaf Teşkilatı'nın Türkiye'nin birinci derecede öncelikli sorunu üzerine zirve gerçekleştirilmesinden büyük memnuniyet duyduğunu belirten Mutlu sözlerini şöyle sürdürdü: 'Yaşanılan çağda, istihdam ve işsizlik sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın ortak sorunudur. Teknolojinin sürekli gelişmesi ve bunun emek tasarrufuna imkan sağlaması, genel üretim artışına rağmen işgücü talebinin yeterince artmamasına yol açmaktadır. Bir başka deyişle üretim artışı artık eskisi kadar iş imkanı yaratmamaktadır. Teknolojinin getirdiği yeni iş imkanları ve meslekler ise, artan nüfusa ve iş talebine cevap verememektedir.Yaşanan bu sürecin yakın zamanda değişmeyeceği de aşikardır. Dünya, artan nüfus, yeterince artmayan iş imkanı ikilemi ile karşı karşıyadır. Bu durum daha çok gelişmekte olan ülkeler için geçerlidir. Gelişmiş ülkelerde ise nüfus artışının durduğu hatta gerilediği gözlemlenmektedir. Bu nedenle küresel boyutta işgücü ve yabancı sermaye hareketleri artmaktadır. Yani üretim ve istihdam coğrafyasında kaymalar görülmektedir. Nitekim gelişmiş batılı ülkeler, yoğun emek isteyen ürünlerin imalatını, Çin, Hindistan, Mısır gibi nüfusun çok, ücretlerin düşük olduğu ülkelere yönlendirmektedirler. Ekonomik yönüİşsizlik ekonomik olduğu kadar sosyal hatta politik sonuçlar da üreten bir sorundur. İşsizlik; aile, mahalle, ilçe, il, ülke düzeyinde yaşanabilecek ekonomik ve sosyal sorunların ana nedenlerinden birisidir. Bu nedenle işsizlik, sadece iş bulamayanların değil, aynı zamanda işi olan ve ekonomik açıdan belirli bir standartı yakalayanların da sorunudur. Dolayısıyla işsizlik, toplumun ortak sorunu olduğu için herkesin ve tüm kesimlerin sorunun çözümü yönünde özel çaba harcamaları gerekmektedir. Aksi takdirde toplumsal barış ve huzur ortamının zedelenmesi söz konusu olabilecektir.Türkiye için işsizlik, en az cari açık, bütçe ve tasarruf açığı gibi sorunlar kadar önemlidir. İşsizliğin azaltılması, tasarruf ve bütçe açığını da azaltacak, cari açığı düşürmeye katkı sağlayacaktır.Nitelikli elemanÜlkemizde bir taraftan sayıları iki milyonu aşan işsiz insanımız bulunmakta, diğer taraftan da her gün gazetelerde eleman arayanların ilanları ile karşılaşılmaktadır. Bu durum işgücü arz ve talebi arasındaki sayısal dengesizlik kadar, nitelik uyuşmazlığının da bulunduğuna da işaret etmektedir. Bir başka deyişle iş istiyorum diyenler ile eleman arıyorum diyenlerin beklentileri örtüşmemektedir. Bu durum iki nedenden kaynaklanmaktadır; 1- Eğitim sisteminin mevcut yapılanması,2- Eğitim sisteminin dışında kalan veya eğitimini tamamlayan bireylerin kendilerini yeterince geliştirmemeleri…İşsizlikle mücadelede başarı, hem Milli Eğitim Bakanlığı’nın, hem meslek örgütlerinin hem de bizzat bireylerin kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri ile yakından ilgilidir. Sorun “ortak” olduğu için çözümü de işbirliğinden geçmektedir. Reel sektörİşsizliğin çözümünde, istihdam yaratma potansiyeli yüksek, emek ağırlıklı iş alanlarına yönelmek ön plana çıkmaktadır. Türkiye’deki yüksek enerji maliyetleri, düşük kurlar ve yüksek istihdam vergileri nedeniyle sanayi alanındaki emek yoğun sektörlerin küresel boyutta rekabet gücü çok düşüktür. Bu durumda hizmetler sektörü ile inovatif (farklı fikirler geliştirme ve uygulama) ürünlere ağırlık verilmesi gerekmektedir. Makro ekonomik iklim, reel sektörü ve yaratıcı zekaları geliştirmeye imkan verecek şekilde yeniden dizayn edilmelidir. Esnaf sanatkarlık, en az sermaye ile istihdam yaratmanın en etkili yoludur. Bu nedenle de kısa ve orta vadede işsizliğin çözümünde kilit bir öneme sahiptir. Ancak esnaf sanatkarlarımızın varlığını koruması ve istihdam artışına katkı yapması için de uygun koşulların yaratılması gerekmektedir. Toplumun “sosyal sigortası” işlevini bugüne kadar zorlu koşullara rağmen sürdüren esnaf sanatkarlarımızın mevcut faaliyetlerini sürdürmeleri her geçen gün güçleşmektedir. Özsermaye ve özbilgideki yetersizliklerin uygun kredi koşulları ve mesleki eğitim ile desteklenmesi, çalışma koşullarını olumsuz etkileyen haksız rekabet ortamının düzeltilmesi (Bu çerçevede hipermarket ve AVM’lerin çalışma koşullarının yasalarla düzenlenmesi) gerekmektedir. Aksi halde esnaf ve sanatkarlığın yarattığı iş imkanları da daralacak, işsizlik daha yüksek düzeylere yükselecektir. Zira kapanan her dükkan vatandaşa işsizlik olarak geri dönecektir.'